Nihon Falcom'u Ys serisiyle tanıyıp, şöyle sıra tabanlı, klasik kafada bir JRPG canım çekmişken buldum Trails of Cold Steel'i. İyi ki de bulmuşum. Trails serisinin genel olarak en erişilebilir oyunu olması bir yana, oyun bir yandan dünyayı kurarken, diğer yandan da karakterleri geliştiriyor, tanıdıkça herkesi seviyorsunuz. Başarılı bir JRPG olmanın en büyük adımları. İlk başlarda diyaloglar biraz tuhaf, hatta saçma bile gelebilir fakat karakterleri ve evreni tanıdıkça normalleşmeye başlıyor her şey.

Genel olarak harika ve mutlaka oynanması gereken JRPG'lerden biri olduğunu düşünsem de oyunun mekaniksel olarak en büyük sıkıntısı oyuncuyu sürekli olarak "cheeselemeye" itmesi. Oyunun mekaniklerini kullanarak aşırı güçlü olup her şeyi sadece bakışlarınızla yok etm-.. tamam biraz abarttım burada ama oyun genel olarak sizi mekanikleri bozmaya, kurcalamaya, exploit etmeye itiyor. Bu yüzden de Quartz ve Master Quartzlara hakim olmak şart eğer eli kolu sallayarak oynamak istiyorsanız. Yoksa bir noktaya kadar çok rahat ilerleseniz bile tıkanmaya, bosslarda hatta normal düşmanlarda bile ölmeye başlayabiliyorsunuz.

Benim için sıkıntı olmasa da başkaları için sıkıntı olabilecek başka bir şeyse bu oyunun kesinlikle "SON OYUNDAN BAŞLASAM OLUR MUUĞAA"luk bir oyun olmadığı. Cold Steel tam olarak bir cliffhangerla bitiyor. İkinci oyunu anlayabilmek ve tam anlamıyla tadını çıkarabilmeniz için bu oyunu tecrübe etmeniz şart yani. Bu oyunda kurduğunuz bağları, olayların nasıl ilerlediği ve patlak verdiğini tecrübe etmeden sonraki oyunları oynamanız büyük bir kayıp olur. Önceki oyunları oynamış insanlarla aynı şekilde bile hissetmeyebilirsiniz sırf bunun yüzünden.

Kısa Kes Versiyonu: Eğer vaktiniz varsa ve şöyle yeni bir JRPG evrenine dalayım diyorsanız Trails of Cold Steel'e mutlaka başlamanızı öneriyorum. Tam olarak bu oyundan, evet. Ha diyorsanız ki ben Trails'in derinine ineceğim, daha da başından başlayacağım, sizi Trails in the Sky üçlemesine alalım.

Reviewed on Jun 02, 2023


Comments