If On A Winter's Night, Four Travelers çok kısa bir oyun deneyimi, 2 saat civarında süren bu pixel art oyununu Steam kütüphanemi karıştırırken gördüm. Ne ara aldım ben bu oyunu diye bakarken beleş olduğunu görünce anladım. Öylesine açtım oyunu ne olduğunu bilmeden ve şaşırttı.

Oyunun ne olduğunu cidden bilmiyordum ve sırf sadece meraktan açmıştım, başından kalkarım sonra demiştim sırf vakit geçmiş olsun diye ama oyuna kilitlendim. Ne türde bir oyun derseniz click & point puzzle oyunu ve hikâyesi ile de öne çıkıyor. Çünkü aynı isimli bir romandan esinlenme. 4 act'tan oluşuyor ve ilk act çok basit başlıyor. Sadece belli başlı nesnelerle etkileşime geçip, kararların önemsiz olduğu seçimler yapıp hikâyeyi ilerletiyorsun ve çok kısa bir act. Tüm oyun dizaynı bundan ibaretse yandım demiştim.

Bari hikâyesi iyi olur umarım diye devam ettim ve act 2'de anlatılan hikâyenin konsepti ve melankolik atmosferi çok çekti beni. Onunla da kalmayıp çok uğraştırmasa da bulmacalar da sunmaya başlıyor oyun. Ve bu bulamacalar ileride zorluk olarak derinleşiyor. Bulmacalar çok fazla değil çünkü oyun zaten aşırı kısa ama var olanlar iyi vakit geçirmeyi sağlıyor. 2 tane bulmacanın cevabı ise biraz kafa yormayı istiyor ve onlar da ayrıca hoşuma gitti. Metinlere ve diyaloglara dikkat etmen lazım bazı cevaplar için. Cevaplar göze sokulmuyor.

Her act ayrı bir hikâye bu arada. Farklı karakterlerin farklı hikâyelerini oynuyoruz. Act 1 çok kısa ama o kısalığındaki etkisini verebilen bir hikâye mesela. 2 ve 3 asgari bir uzunlukta ve o hikâyelerin anlatımına ve atmosferine çok çekildim. Çünkü tam olarak sevdiğim temalar. Yalnızlık, pişmanlık, gerçekliği görmezden gelme, saplantılık, geçmişindeki günahların kefareti v.s. bu tarz konseptler ele alınıyor. Ve bu konseptlerin sunduğu atmosfer ve anlatım sırasındaki sürreal sahneler ile çok hoş sunulmuş oyun.

Bazı mekânlar rahatsız edici, bazı mekânlar iç karartıcı, bazıları ürpertici ve bazen de sürreal. Karakterlerin psikolojilerini ve alt dünyalarını yansıtan sahneler ile verilen depresif ve iç bunaltıcı bölümler cidden iyi ayarlanmış oyunda. Beni kaptırdı en azından. 2 ve 3. act'ın hikâyelerini çok sevdim ama en çok act 2'deki hikâye beni çekti. Saplantı ve gerçeği reddedip escapism yapmaya çalışan melankolik hikâyeleri çok seviyorum ben. Müzikleri ile de güzel desteklenince hepten kapıldım.

Peki sorunlarım oldu mu? Oldu tabii. Öncelikle karakterler çok yavaş hareket ediyor. Mekânlarda ne yapacağım diye oraya buraya sık sık gitmek istediğinizde uzun uzun izliyorsunuz karakterin yürümesini. Bu sıkabiliyor gayet. Bir de 1-2 bulmacanın daha iyi dizayn edilmesini ummuştum sadece. Bir de seçimler gereksiz.

Kısacası bu oyun eğer türü seviyorsanız gayet hoş bir 2 saat geçirtebilecek ve belli bir kalite sunabilecek hoş bir oyun. Bedava olduğunu da hatırlatmış olayım yine, ben gayet keyif aldım geçirdiğim vakitten Hatta bazı kısımları beni iyice çekti içine.

7.5/10

Gun bitti. Eğlenceli ana görevler, harika pacing, yan görevlerin çoğu ilgi çekici dizayn edilmiş, açık dünyası zevkli, dönemine göre detayları çok iyi, shooter kısmı tatmin edici, western tadını çok iyi veriyor ve hâlâ eğlenceli. İyi ki oynamışım bu oyunu.

Eksileri de var tabii ki;

- Düello mekaniği yok.
- Boss'lar zayıf.
- Müziklerin çeşitliliği az.

Harikaydı ve türü hitap ettiğinden biraz fazla sevmiş de olabilirim ama umurumda değil.


9/10

+ Görselliği daha tatlı olmuş.
+ Koşma mekaniği getirmişler ve bu sayede daha akıcı olmuş.
+ Savaş ara yüzü daha hoş.
+ Orijinal oyunda kullanılmayan bazı etmenler yedirilmiş.
+ Yeni boss, düşman, bölüm ve müzikler.

- Oyun ilk çeyreğinden sonra nadiren yeni şeyler görüyoruz.
- Oyunun son çeyreği baya bug'lu.
- True Lab bölümüne jump scare koymuşlar. (Nefret ediyorum)