Mavi yaka görevlisi ve ilkokul mezunu bir avuç üretim amelesinin, eşlerinin nafakalarını ödeyememesi yüzünden kendini denizin dibine attığı acı oyun. Bu aralar geri dönesim var biraz.

"Hukuk Baro"muzu özledik.

Fena olmayan bir hikaye ve anlatım, fakat yan karakterlere pek bağlanamadığım için oyunun ikinci yarısı az biraz söndü bende ki, üzücü. İlk yarısından sonra az biraz heyecanlıydım çünkü.

Oynanış ise, tema ve konsept olarak yeterli sayılabilecek çeşitliliğe sahip olan bölüm dizaynına rağmen o kadar sade ve o kadar sabit kaldı ki, açıkçası oyunun var olan bütün potansiyeline ket vurdu desem yeridir. Bulmaca çeşitliliği de var neyse ki ama, yani bu mekaniklerin değişip gelişmemesi için bir sebep değil ki. Hani, her türlü sıkıyor çünkü.

Temel oynanış bu kadar cacık olmasa, epey güzel görselliği ve müziklerinin yanında hele ki o "fare sürüleri" ile çok daha ses getirecek bir oyun olabilirmiş ama... yani bazı kısımlardan geri kalıp, böyle arada sıkışan bir oyun olmuş işte. Üzücü biraz.

Hikayesini ne çok fena bulduğum, ne de ayılıp bayıldığım ama oynanışı ve bölüm dizaynını hiç fena bulmayarak ayıla bayıla oynadığım, başarılı bir Indie. Başında keyifli bir kaç saat geçirdim ve özellikle Cronos ilacının etkilerinin hem hikaye, hem de oynanıştaki etkisini görmek güzeldi ama tekrar tekrar oynamak isteyeceğim kadar iyi olduğunu düşünmedim pek.

Bu çalkantılı yorumlara karşın hoş boss savaşları ile güzel görsellik ve müzikler sağolsun, oyuna fazladan puan vermemi sağladılar. Ahh; biraz daha bağlanabileydim, siz o zaman görün bunu. Bağrıma bastığım Indie'leri kolay kolay yedirmem çünkü.

Oynadığım oyunların tamamını hep başkalarından keşfetmem ile duyan biri olarak, Anodyne 2'nin adını bir kez bile bilmeden oynamak güzel bir histi. Hayır, bu öyle "gizli cevher" denilebilecek bir oyun değil ama yine de... değişik bir şekilde dikkat çekici.

Kirden ibaret ve baya baya eski PS2 modellerini andıran karakterler ile mekanlarla dolu bir dünyada temizlikçi robotu olarak çalıştığımız bu oyunda, yine o zamanların basit ama büyülü hikayelerinden ve estetiğinden birini barındırmasının yanında, karakterler ile etkileşime geçtikçe artan mekanik ve en önemlisi "oynanış" çeşitliliği sayesinde, aslında günümüzde oynayanlara pek yabanclık çektirmeyecek bir oyun.

Çıktığı yılı da göz önüne alırsak, Anodyne 2'nin neredeyse tamamının PS1-PS2 dönemlerindeki oyunların esintileri ile dolu olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Yani o dönemin müptelaları için bir aşk mektubu. Estetik ve müzik, kendini baştan ele veriyor bile zaten.

Ama çok yürek yakan cinsten mi? Meh... Hele o muhteşem "dünyayı keşfetme özgürlüğünü" gördükten sonra pek sanmasam da, yabana atılır cinsten olmadığı kesin.

Max Payne ile birlikte hikaye anlatımı konusunda zaten bir şey beklemiyordum Remedy'den ama bu derece karışık olması da "Wow" dedirtmedi değil. Hayır, bunu iyi yön anlamında söylemedim tabi. Muhtemelen altını kazsak çok iyi bir hikaye ortaya çıkacağı kesin ama... yani, böyle olmasına çok da gerek yoktu bence.

Onun haricinde, metroidvania oyun dizaynını 3D bir oyuna göre hiç de fena olmayacak bir şekilde oluşturmayı başarmış, güzel shooter mekanikleri ve güçleri ile taş gibi taş görselliği sayesinde oynarken pek sıkmayan bir iş. Yan içeriklerindeki boss'lar da cabası.

Açıkçası Max Payne veya Alan Wake'ten ziyade, Control'ün bir 2. oyunu gelmesini tercih edenlerdenim ben. Umarım bu isteğim bir gün kabul olur.

Çok didaktik Fatalis ve Alatreon şiiri:

Boynuzunuz kırılsın,
Ucu dönüp size batsın,
Kafanızda saplı kalsın,
Ki aklınızı alayım, muşmulalar.

Kuyruğunuz kopadursun,
Acısıyla kaladursun,
Kan kıçınızdan akadursun,
Ki fitili sokayım, muşmulalar.

Pençeleriniz körele,
Pullarınız döküle,
Tırnağınız söküle,
Ki set yapayım, muşmulalar.

Ateşinize buz olayım,
Şokunuza su tutayım,
Silahıma taş vurayım,
Ki kellenizi alayım, muşmulalar.

Yedi düvel ceddinizin,
İffetsiz sevdiğinizin,
Kundakdaki bebenizin,
[Lorem ipsum dolor sit amet, consectetur adipisicing elit, sed do eiusmod tempor incididunt ut labore et dolore magna aliqua. Ut enim ad minim veniam, quis nostrud exercitation ullamco laboris nisi ut aliquip ex ea commodo consequat. Duis aute irure dolor in reprehenderit in voluptate velit esse cillum dolore eu fugiat nulla pariatur. Excepteur sint occaecat cupidatat non proident, sunt in culpa qui officia deserunt mollit anim id est laborum.]

2018

2 saatlik bir rahatlama seansı. Sadece sesler ile görsellikten ibaret hikayesinin yanında, az ama yeterli mekanik ve bölümleri ile hoş bir iş.

Ben bu tarz soyut anlatıma sahip oyunları anlamak konusunda çok odun olduğum için anlayamadığım zamanlarda, olayları daha çok kendi kafamda kurup bağlanmayı tercih ediyorum genelde. Bu oyunda da onu yaptığım için zevk aldım.

O yüzden dostlar, bu yorumu ciddiye almalı mısınız... bilemem.

K: "Boy!

Listen close...
...
I am from a land called Sparta.

I made a deal with a god that cost me my soul.

I killed many who deserving...
...
...
...and many who were not.
...
...
I killed my father."

A: "Is this what it is to be a god?

Is this how it always ends?
...
...
Son killing his mothers...
...
...their fathers?"

K: "No...

We will be the gods we choose to be...

...not those have been.

Who I was is not who you will be.
...
...
...
We must be better."

Amacımızın ne olduğuyla ilgili gram bir şey anlamamamın üzerine bir de, herhalde " g e r ç e k ç i " olarak dizayn edilmek " i s t e n m i ş " gibi duran o müthiş " u ç u ş m e k a n i k l e r i " binince, sağolsun; oyuna haddinden biraz fazla sayılabilecek saat dökmemin ardından pes ettim.

Sanırım oyun aslen "özgürlüğü, özgür olmayı" sunmak istemiş galiba ama bu mekanikler ve kamera ile o iş biraz nanay gibi sanki, bilemedim. Geriye dönüp bitirir miyim, emin değilim. Bakacağız.

Bitirmemin üzerinden çok geçmemesine rağmen bulmacaları ve hikayesini çoktaaan unuttuğum güzide oyun. İlk oyunun baya acemi kurşunu olduğunu düşünürsek, bu oyundan biraz daha fazlasını beklemiştim ama anlaşılan yine içten içe deneysel kalmayı tercih etmiş.

Eh, ne diyelim. Puzzle sevenleri bir süre oyalayabilecek güzel bir iş. Yalnız grafikleri beklediğimden daha iyi çıktı, o artısı var bir tek.

Lütfen boşluklara doğru kelimeleri yerleştiriniz:

Bolca (...)
Fazlaca (...)
Birazcık (...)
Azıcık (...)
Ve bir tutam (...)

lore, çeşitlilik, rage, zorluk, Plin Plin Plon,

Hoş görselliğe ve değişik Souls mantığındaki mekaniklere sahip olmasına karşın, maalesef oldukça ham ve kısa bir oyun. Souls mantığını sadece konsept olarak alıp, shooter mantığı ve bazı tehlikeli düşmanları bir araya tutarak zorluğu sağlamaya çalışmış ama bunun pek de başarılı olduğunu söyleyemem.

Boss savaşları da keza çok akılda kalıcı sayılmaz ama oynanışa bir kere alışabildiniz mi, son boss'ların bazıları bu oynanışa göre güzel dizayn edildiğinden eğlenceli olabiliyor. Aynı şey, platforming kısımları için de geçerli. En azından bu şekilde bir fark yaratabilmesi hoşuma gitti.

Devam oyunu ile toparlanıp gelişmeye oldukça müsait duran bir ilk oyun diyebilirim, şimdilik.

"There once was a servant who didn't know how to read.

The day came where his master asked him to read something for her, to which he replied: "I'm sorry my Lady, I can't read."
That reply immediately got him fired.

So he went out in the streets, looking for a tea house to relax and accept the bad news.
When he couldn't find any, he reckoned he probably wasn't the only one to wish there was a tea house in his small town, so he opened up his own.
It really picked up, so he build many more, and become rich in the progress.

One day, his accountant asked him to review a piece of document, to which he replied he didn't know how to read.
The accountant, who couldn't believe his ears said: "If you became a millionare without even knowing how to read, just imagine where you would be if you could read."

"Oh, I know exactly where I would be", the rich man replied. "I would be a servant"."

Oynadığım en güzel ve en sağlam platformer'lar arasında ilk üçü rahat zorlayan, çok keyifli, hızlı ve refleks zorlayıcı bir oyun. Çocuksu anlatıma sahip şirin hikayesi de, yanında çok güzel gidiyor.

Dağa çıktığımız son bölümün biraz daha farklı ve diğerlerinden daha zor ile daha eğlenceli olmasını beklemiştim ama pek istediğimi bulamadım. Üzülüp, puan kırdığım tek yanı o.

Onun haricinde, platformer tutkunları derhal buraya baksın.