Silent Hill 2
Hikaye 9/10
Oynanış 8/10
Atmosfer 10/10

Silent Hill, korku ve psikolojik gerilim türündeki bir klasik korku oyunlarına olan sadakati ve benzersiz atmosferiyle öne çıkıyor. Oyunun temelinde, ana karakter James Sunderland, gizemli bir mektup alır ve sessizce terkedilmiş görünen Silent Hill kasabasına gelir. James'in tek amacı, mektubu gönderen kişiyi eşini bulmaktır, ancak kasabanın içine girince gerilim dolu olaylarla yüzleşmeye başlar.

Oyunun hikayesi, derinlikli ve etkileyici bir anlatıma sahiptir. James'in iç dünyasındaki karanlık ve pişmanlık dolu geçmişi, oyunun ilerleyen aşamalarında açığa çıkar ve olayların anlamını değiştirir. Bu, oyuncuların, kendi korkuları ve iç çatışmalarıyla yüzleşmeye teşvik edildiği etkileyici bir deneyim sunar.

Silent Hill'in atmosferi, tamamen sarıyor ve ürkütücü dünyasına rahatca çekiyor. Kasaba ve karakterlerin detaylı tasarımları, gerilimi artıran anları daha da etkileyici kıldı. Oyunun ses tasarımı ve müzikleri de atmosfere kusursuz bir şekilde katkı sağladı. Kasabanın sessizliğini bozan tekinsiz sesler, daha da rahatsız ediyor ve kasabanın gizemlerini çözmeye çalışırken sürekli olarak gerilim altında hissetmelerine neden oluyor.

Oynanış açısından, Silent Hill, zorlayıcı bulmacalar ve korkutucu düşmanlarla dolu bir dünya sundu. Bu, kasabanın tehlikeli ve ürkütücü atmosferinde hayatta kalmak için mini strateji kullanmasını gerektiren bir deneyim sağladı.

Sonuç olarak, Silent Hill, korku ve gerilim türündeki oyunlara olan hayranlığınızı tatmin edecek ve sizi kasabanın karanlık ve ürkütücü dünyasında unutulmaz bir yolculuğa çıkaracak başarılı bir uzun DLC. Hideo Kojima'nın yaratıcılığı ve yönetmenliği, oyuna benzersiz bir atmosfer kazandırıyor ve oyun dünyasında unutulmaz bir yere sahip olmasını sağlıyor.

Özet: Spiderman Uzun DLC (miles morales)
Hikaye 3/10
Oynanış 7/10
Atmosfer 8/10

Klasik Marvel hikayelerine sadık kalarak ilerleyen, ne yazık ki, oldukça klişe ve zayıf bir aksiyon' 'Sikim Sonik'' macera oyunu. Oyunun temelinde, Roxxon adı verilen sıradan ve sıkıcı bir teknoloji firması bulunuyor. Bu firma, klişe bir şekilde herkesi kandırıyor ve kendi teknolojilerini insanlara dayatıyor.

Ancak, oyunun ana kötülüğü olan bu firma, ne yazık ki hiçbir derinlik veya ilginçlik sunmuyor. Altta yatan dünyayı yok edecek teknoloji geliştirme planları bile sıradan ve tahmin edilebilir bir şekilde sunuluyor. Hikaye ilerledikçe, kız arkadaşımızın, hali hazırda klişe olan benzer bir teknoloji grubunun lideri olduğunu öğreniyoruz. Bu, maalesef hikayenin daha da zayıflamasına ve garip bir şekilde saçmalamaya başlıyor.

Patlamalar ve çatlamalarla dolu olaylar, oyunun hikayesine yapay bir gerilim eklemeye çalışsa da, aslında derinliksiz ve sıradan bir hikaye olduğu gerçeğini gizleyemiyor. Bu noktada, Spider-Man karakterini kullanmak, hikayeyi biraz olsun kurtarma potansiyeline sahip. Ancak, oyunun kötüleşen hikayesi ve zayıf karakter gelişimi, Spider-Man'in bile kurtaramayacağı bir duruma sürüklüyor.

Grafikler ve sesler, oyunun diğer yönlerine kıyasla belki biraz daha iyiydi. Ancak, bu, oyunun genel kalitesini yükseltmeye yetmiyor. New York şehrinin detaylı ve canlı dünyasında gezinmek, oyunun tek olumlu yanı gibi görünüyor.

Sonuç olarak, Miles Morales: Spider-Man, sıkıcı, klişe ve zayıf bir hikaye sunan, genel olarak hayal kırıklığı yaratan bir aksiyon ve macera oyunu. Karakterlerin gelişimi ve hikaye anlatımının derinleştirilmesi, oyunu daha ilgi çekici hale getirebilir. Marvel evrenini sevenlerin dahi beklentilerini karşılamayan bu oyun, sahip olduğu güçlü lisansı bile kurtaramıyor. Önerim, başka bir Örümcek Adam oyununa yönelmek ve Miles Morales: Spider-Man'i atlamak olacaktır.

Call of Duty: Cold War'ı oynamaya başladığımda büyük heyecan duydum. Serinin hayranı olarak, yeni bir oyunla maceraya atılmak beni heyecanlandırıyordu. Ancak, oyunu oynarken bazı hayal kırıklıklarıyla karşılaştığımı itiraf etmeliyim.

Hikaye moduna ilk adım attığımda, başlangıçta ilgi çekici bir konuyla karşılaştım. Soğuk Savaş dönemine odaklanan bir hikaye, potansiyel olarak büyüleyici olabilirdi. Ancak, hikaye anlatımı biraz zayıf kalmıştı. Karakterler arasındaki ilişkilerin derinliği ve bağlantıları tam olarak hissedilemedi. Bazı önemli noktaları kaçırmış olabilirim, çünkü hikayenin akışında bazı kopukluklar hissettim. Buna rağmen, oyunun genel hikayesinden keyif aldığımı söyleyebilirim.

Grafikler ve ses tasarımı konusunda ise oyun oldukça etkileyiciydi. Detaylı ve gerçekçi grafikler, oyuna görsel bir çekicilik katıyordu. Ses efektleri ve müzikler ise atmosferi güçlendirmek adına başarılı bir şekilde kullanılmıştı. Oyunda yer alan dövüş sahneleri ve patlamalar da görsel açıdan tatmin ediciydi.

Ancak, oyunun çoklu oyuncu deneyimi benim için biraz hayal kırıklığı yarattı. Bazı denge sorunları ve hile kullanımı nedeniyle oynanabilirlikte sıkıntılar yaşadım. Ayrıca, oyunun mikro ödemelere dayalı ilerlemesi, rekabetçi dengeyi zedeliyor ve oyunun keyfini azaltıyor.

Genel olarak, Call of Duty: Cold War, hayranları için potansiyel bir deneyim sunsa da bazı dezavantajlarla geliyor. Hikaye modunun daha iyi anlatılması ve karakterlerin daha derinlikli bir şekilde geliştirilmesi, oyunun genel deneyimini artırabilirdi. Ayrıca, çoklu oyuncu deneyiminin daha dengeli olması ve mikro ödemelerin daha adil bir şekilde kullanılması önemli iyileştirmeler olabilir.

Sonuç olarak, Call of Duty: Cold War, bazı eksikliklere rağmen, hala eğlenceli bir oyun deneyimi sunan bir yapıma sahip. Ancak, potansiyelinin tam olarak ortaya çıkması için geliştirici ekibin geri bildirimlere ve oyuncuların taleplerine daha fazla odaklanması gerektiğini düşünüyorum.

Hem Epsodie 1 hem de Aftermath bölümlerinin hikayesi oldukça etkileyici ve eğlenceliydi. Oyunun hikayesi keyifli bir deneyim sunuyor. Ancak eski oyunların hikaye modunu oynamamış biri olarak zaman zaman kendimi bazı yerlerde eksik hissettim. Hikayeyi tam olarak anlamamış olabilirim ama yine de oyunun hikayesinden keyif almak mümkün. Animasyona gelince, Warner Bros. harika bir iş çıkarmış. Oyunun animasyonu oldukça tatmin edici ve akıcı. Karakter hareketleri ve dövüş sahneleri, ara sahneler görsel olarak fazlasıylan tatmin edici. Ancak hikayeye bağlı olarak bazı alternatif (zombi) vari karakterlerin de oyunda yer alması ilginç bir seçim. Versus modunda normal bir karakter seçim seçeneğinin olmaması biraz hayal kırıklığı yarattı. Oyunun hikayesine uyması için sıradan olanları da seçebilmek güzel bir seçenek olabilirdi. Genel olarak Mortal Kombat 11, hikaye modu, Animasyonlar ve ara sahneleri ile fazlasıyla tatmin ediciydi.

Alan Wake, benim için unutulmaz bir oyun deneyimi oldu. Oyunun atmosferi ve hikayesi beni hemen içine çekti. Karanlık ve gizemli bir kasabada geçen macera, gerilimi hiç eksik etmedi. Alan Wake'in korku romanlarıyla gerçeklik arasındaki sınırın bulanıklaştığı bir dünyada dolaşmak oldukça etkileyiciydi.

Oyunun oyuncuya verdiği gerilim dolu anlar ve psikolojik gerilim teması, beni her an ekran başına bağladı. Işık ve karanlık temasının kullanımı, atmosferi güçlendiren bir öğe olarak ön plana çıkıyordu. Karakterin karanlık varlıklarla mücadelesi, aydınlık alanlarda güvenli bir şekilde ilerlemek için ışığı kullanma gerekliliği oyuna stratejik bir boyut katıyordu.

Alan Wake'i küçükken abimle birlikte oynamak da ekstra keyifliydi. Birlikte zorlu bulmacaları çözmek, gerilim dolu anları paylaşmak ve hikayenin gizemlerini birlikte keşfetmek, oyun deneyimimizi daha da unutulmaz kıldı.

Sonuç olarak, Alan Wake benim için sürükleyici bir deneyim oldu. Oyunun atmosferi, hikayesi ve gerilim dolu oynanışı bir araya gelerek beni kendine çekti ve unutulmaz anılar bıraktı.

Masterpiece..

The Last of Us Part 2 İnceleme;

Hikaye 10/10
Oynanış 10/10
Grafik 10/10
Müzik ve Ses Tasarımı 10/10
Atmosfer 10/10
Yapay Zeka 10/10
Yan Görevler ve İçerik 10/10
Oyun Mekaniği 10/10
Karakter Gelişimi ve Özelleştirme 10/10
Uzun Ömürlülük ve Tekrar Oynanabilirlik 9/10

Oyun dünyasında beni tam anlamıyla büyülemiş bir başyapıttır. Hikayesi, karakterlerin derinliği ve atmosferi ile beni oyunun içine çekmeyi kolaylıkla başardı. Ellie'nin duygusal yolculuğuna tanık olmak, sadece onun değil, kendi duygularımın da harekete geçmesine neden oldu. Her bir sahnesi beni duygusal bir rüzgarla sardı her sahnesi...

Oyunu oynamaya başladığımda, ilk başta oynanışın biraz karmaşık olduğunu düşündüm Abby gibi bir karakterin hikayede nereye bağlanacağı belirsizdi, ancak kısa sürede alıştım ve heyecan verici bir deneyim yaşamaya başladım. Keşfetmek, bulmacaları çözmek ve düşmanlarla mücadele etmek, beni oyunun içinde sürekli aktif tuttu. Özellikle düşmanların yapay zekasının zorluğu ve çeşitliliği, oynanışın her anının tatmin edici olmasını sağladı.

Atmosfer açısından, oyunun grafikleri ve ses tasarımı beni şaşırtmadı Gustava Santaolala ilk oyundaki gibi harika iş çıkarmış ve bu da atmosferine tamamen kapılmama neden oldu. Sessizlik dolu anlar, beni oyunun içinde tamamen kaybolmuş gibi hissettirdi.

Ashley Johnson ve Troy Baker'ın seslerini artık Ellie&Joel olarak bağdayştırdım beynimde onlar olmadan olmuyor. Oyundaki her karakter, kendi hikayesini anlatır gibi gerçekçi bir şekilde seslendirilmiş...

Sonuç olarak, The Last of Us Part 2, benim için unutulmaz bir deneyim oldu. Hikayesi, oynanışı ve atmosferiyle, tam anlamıyla başyapıt olarak nitelendirebileceğim bir oyun. Naughty Dog ekibinin emeği, her ayrıntıyı düşünerek ortaya harika bir oyun çıkarmış...
Oyunlara aranız yeni olmaya başladıysanız bu oyundan uzak durun. Başka oyunlar bu kadar zevk vermeyebilir...

Bu oyunu bitirmem için yeterince uzun bir süre gerekti, ancak bitirdikten sonra şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki The Last of Us gerçekten de aldığı tüm övgüleri hak ediyor. Her ne kadar basit bir anlatıya sahip olsa da, atmosferin yaratılmasında büyük emek harcanmış - böylece kendinizi bu durumun bir parçası gibi hissediyor ve karakterlerle geçirdiğiniz zaman arttıkça onlarla bağ kurabiliyorsunuz.
Ancak The Last of Us'ı bu kadar büyüleyici kılan da bu, çünkü Joel ve Ellie'nin ilişkileri arasında harika bir baba-kız dinamiği oluştuğunu görüyorsunuz - yaşadıkları her şeyin bir sonucu olarak kendi dünya görüşleri tarafından tehlikeye atılmış. Bu her zaman yan karakterlerle duygusal vedalara yol açıyor ama aynı zamanda sizi kaçınılmaz olanın gerçekleşmesine rağmen her şeyin nasıl farklı yapılabileceğini merak etme noktasına getiriyor.
Bunun büyük bir kısmı eğlenceli, ancak diğer anlar üzücü olabiliyor, ancak dünyayı Joel ve Ellie'nin gözünden görmek de böyle hissettiriyor.

Bu oyundan gerçekten keyif aldım. Muhtemelen Jack London'ın soğuğun dehşeti ve güzelliği hakkında ilk yazdığı şeyi yakalayan birkaç oyundan biri. Oyun o kadar sürükleyici hale geldi ki, rüzgârdaki ulumanın başka bir orman kurdu olmamasını umarken küçük bir kayalık çöküntüde ateş yakmak gibi sıradan görevleri yapmak için saatler harcayabilirdim. Envanterimi gözden geçiriyor ve avlanmak için yeterli yiyeceğim olmadığını ve sadece birkaç parça cephanem kaldığını fark ettiğimde panikliyordum. Kırık bir ceketle soğukta tavşan avlama riskini göze almalı mıyım yoksa tepelerin üzerinden bolca geyiğin olduğu vadiye mi yürümeliyim? Ama saldırıya uğrayacak mıyım?
Devam edebilirim. Benim deneyimime özgü milyonlarca hikayem var. Bu tamamen daldırma harika.

Hikaye 2/10
Oynanış 4/10
Atmosfer 7/10

Sikimsonik Hikaye + Motor + Zombi

Arada sırada bazı şakalar ve 4. duvarın yıkılmasıyla yeterince eğlenceli bir FPS. Oynanış genel olarak hikayeden daha iyiydi, çünkü silahlar ve seviye tasarımı oyunun en iyi kısımlarıydı.
Oynamak için eğlenceli bir oyun, özellikle de game pass'iniz varsa(yada torrent), genel olarak oynamaya değer.

Last of Us, benim için oyun dünyasının en ikonik deneyimlerinden biridir. Oyun, beni başından sonuna kadar sürükleyen etkileyici bir hikaye sunar. Joel ve Ellie'nin kıyamet sonrası dünyada hayatta kalma mücadelesi, beni duygusal olarak etkileyen ve karakterlerin gelişimine yoğun bir şekilde bağlandığım bir yolculuğa çıkardı.

Oyunun atmosferi, beni gerçekten içine çeken bir şekilde korku ve umutsuzluk hissi verir. Yıkılmış şehirler, çürümüş doğa manzaraları ve tehlikeli bölgeler, oyun dünyasının karanlık ve tehlikeli doğasını mükemmel bir şekilde yansıtır. Bu atmosfer, beni sürekli olarak gerilim içinde tuttu ve maceranın heyecanını artırdı.

Oyunun oynanışı, çeşitli düşmanlarla karşılaşmamı sağladı ve taktiksel yaklaşım gerektiren savaşlarla doluydu. Sınırlı kaynaklar ve zorlu düşmanlarla karşılaşmak, her kararımın hayatta kalmamı etkileyeceği hissini verdi. Keşif etmek ve bulmacaları çözmek, oyun dünyasını daha da derinlemesine keşfetmeme olanak sağladı.

Görsel ve ses tasarımı da oyunun büyüleyici bir parçasıydı. Grafikler, detaylı karakter modelleri ve gerçekçi çevrelerle oyunun dünyasını hayata geçirdi. Aynı şekilde, müzikler ve ses efektleri, duygusal anları vurguladı ve hikayenin derinliğini artırdı.

Last of Us'u oynarken, adeta bir filmi deneyimliyormuşum gibi hissettim. Beni hikayenin içine çeken, karakterlerle empati kurmama ve heyecanlı anları beraber yaşamama olanak tanıdı.

Sonuç olarak, Last of Us, benim için sadece bir oyun değil, benzersiz bir deneyim oldu. Etkileyici hikayesi, atmosferi, oynanış mekanikleri ve görsel/ses tasarımıyla oyun dünyasının en unutulmaz yapımlarından biri haline geldi.

hikaye klişe ve sıradan
ama sunum MUAZZAM
yıllar sonra tekrar bitirince daha iyi gördüm özenle uğraşılmış detayları her biri ayakta alkışlanacak bölümler gerçek bir maestro finali yapmışlar ellerine sağlık